Çamur Attılar, İzi Kaldı Mı ?


Her zaman kulüpler değil, hakemler de birbirine çamur atar. İzi kalır mı kalmaz mı bilinmez ama, çamur attıkları adamla, hiç bir şey olmamış koyu muhabbete girişirler. Böyledir hakem dünyası...

Yaklaşık 20-25 yıl önce hakem soyunma odalarına şöyle bir yazı asılmıştı;
‘Hakem ve gözlemcilerimizin dikkatine, Doğan Babacan kesinlikle hakem soyunma odasına alınmayacaktır. Bilgilerinize...’.
Yazdıranı ve konmasını isteyeni hatırlamıyorum.
Büyük ihtimalle dönemin MHK Başkanı ve Üyeleridir herhalde.
Çünkü, onlar derneklerin de üstündedir, camianın imparatorlarıdır.
Her yerde tahtın bir sonu, onların da son kullanma tarihi var.
Görevden alınmadıkları sürece, zaten istifa eden görülmemiştir.
Doğan hocamız, Dünya Kupası’nda düdük çalan ilk ve tek Türk hakemidir.
Şili’nin kaptanını atması büyük yaygara koparmıştı.
Sonra haliyle hakemliği bıraktı, gözlemciliğe başladı.
Ardından bu kağıt, gözümüze sokulur gibi duvara asıldı.
Besmele veya karınca duası gibi sabit kaldı aylarca odalarda.
Son o kağıt eskiyince boşluk oluştu bizlerde.
Hala aklımdadır, bu olayı unutamıyorum.
Hakemleri sadece kulüpler değil, kendi arkadaşları da karalar, çamur atar.
Babacan MHK Başkanı oldu, Türk hakemliğinin kaderini etkiledi.
Eee peki, o yazı niye kondu, konduysa ne oldu, sorun çözüldü mü ?.
Dünya Kupası’nda düdük çalmış bir insan, nasıl böyle aşağılanır ?.
Hoş o da nasıl böyle birşeyi sindirdi içine, o da ayrı konu.
Dönemin etkili ve yetkilileri, kıskandığı için mi böyle bir karar aldı ?
‘Filler tepişir, çimenler ezilir’, bu böyle doğanın değil, insanların kanunu.
Bilmediğimiz, açıklanamayan bir şey mi var, peki bize niye hiç izah edilmedi ?.
Eğer bir kabahat varsa, ki hiç sanmam odaya almamak mı çözümü, cezası ?.
Dünya Kupası’ndan veba, cüzzam, difteri mikrobu mu getirdi ?.
Çenesi mi düşük, çok konuşarak odada hakemlerin konsantrasyonunu düşürmesinden mi endişe edildi ?
Hakemleri şımartır veya azarlar diye mi korkuldu ?.
Yerlere yeni paspas atıldı da kirletmesinden diye mi ?.
Odada fosur fosur sigara içiyor, havasını mı bozdu ?.
Açık seçik fıkralar anlatarak keyif mi kaçırdı ?.
Ne yaptı, ne oldu, ne, biri çıksın açıklasın kafayı yiyeceğim.
Yoksa o dönemlerdekilerin hasetliğinden, kaprisinden mi, sidik yarışı mı ne ?.
Aynı Doğan Babacan yine gündemde, revaçta, ne oldu ne değişti ?.
Duayen olduğu için, arkadaşlarıyla beraber Türkiye turuna çıktı.
Hakemlere geleceği gören, anlatan yok, onlar geçmişi anlatıp, ders verecek.
Yanındakilerde, o kağıdı okuyup, ‘Bu ne rezillik’ demeyip, gıkını çıkarmayan var.
O kağıdı asılmasına ön ayak olan da var.
Hiç sorgulamadan Doğan hocaya küsen, aramayı kesen, bağlılıklarını bildirmekten vazgeçen, bayram, düğün, sünnet, kına gecesi gibi bilumum tebrikleri askıya alan, yolda görünce sırtını dönen de var.
Benim gibi bu konuda, aklı karışık binlerce hakem eskisi var, vicdanımız da Doğan hocayı nereye koyacağız peki ?.
Bir takım heriflerin, isteğiyle karar verecek salak ve avanaklardan değiliz.
Etkiliysen, yetkin varsa kralsın, vazgeçilmezsin, büyüksün.
Herşey bittiyse dışlanırsın, kapını çalan olmaz, telefon paslanır.
Hakem camiasının düzeni bu, yani düzensizliği.

14 Ocak 2010 / Metin Aydınoğlu / www.haberhurriyeti.com

0 yorum: