Milimetrik Hakem İsmail ŞENCAN


Türk hakemliğinin yüz akı İsmail Şencan VATAN Gazetesine röportaj verdi..

“Doğru olduğuna inanmadığım hiçbir bayrağı kaldırmam. İyi motivasyon en büyük sırrım. Bunun için ders alıyorum.”

Önce G.Saray-G.Birliği maçında gözlerimizin pasını sildi. Öylesine iki bayrak kaldırdı ki, inanılmazdı. Cetvelle ölçseniz o kararı veremezdiniz. İş, hakemliğe gelince notu kıt olan Erman Toroğlu bile övgüler düzdü. Ardından Manisa-Beşiktaş kupa maçında sahne aldı. Şencan bu maçta da mükemmeldi. Yine tam derslik ve alkışlık bayraklar kaldırdı. Kırk yıllık FIFA’ların bile tereddüt edeceği bu pozisyonları, tereyağından kıl çeker gibi süzdü... Ne üzücüdür ki; sadece doğru kararlar verdiği için gündeme oturdu...

İşte tüm bu güzel işleri yapan yardımcı hakem İsmail Şencan VATAN’ın konuğuydu. Hatalarla ön plana çıkan Türk Hakemliği’nin yüz akı olan Şencan bir eğitimci. Eskişehir Ülkü İlköğretim Okulu’nda Beden Eğitimi Öğretmeni olarak görev yapan Şencan 16 yıllık hakem.

O BİR ESKİ FUTBOLCU
Hakemliğe başlaması da bir hayli ilginç. Antalya Yolspor’da profesyonel olarak futbol oynarken o zamanki kulüp başkanı Şükrü Meyrili tüm oyuncuları toptan hakem kursuna yazdırmış. 35 kişi başlamışlar ve bir tek Şencan hakem olmuş. Yabancı dil eğitmeni Aytaç hanımla evli ve Elif adında bir kızı Ata adında da bir oğlu var... İşte yardımcı hakemlerin yoğun biçimde hata yaptığı sonuca etki ettiği bir dönemde, başarılı performansıyla hakemlerin yüz akı olan Şencan’ın sözleri...

GÖÇEK BENİ UYARMIŞTI
“Ne müsabaka sırasında ne de maçın devre arasında maçla ilgili konuşmayız. Memorandumda (Maç öncesi hakem toplantısı) konuşuruz ve sahaya çıkarız. Sonrası motivasyonla ilgilidir. Motivasyon konusunda özel çalışıyorum. Sahaya ve ceza alanına odaklanma, sonraki pozisyonu tahmin etme gibi konularda uzun süredir eğitim alıyorum. Biz yardımcılar seyirciye daha yakınızdır. Ama onları hiç duymam. Kulağıma tıkaç takmış gibiyimdir. Takım ismi de hiç fark etmez. Hepsini aynı çizgide görürüm.

Doğru olduğuna inanmadığım hiçbir bayrağı kaldırmam. Verdiğim kararı da maç içinde hiç sorgulamam. Memorandumda görev paylaşımını ve ekstra durumları konuşuruz. Mesela Manisa-Beşiktaş maçı öncesinde G.Saray-Panathinakos maçını konuştuk. Hüseyin Göçek bana Nonda’nın o pozisyonunu hatırlattı. ’Aman dikkat orada oyuncunun sırtına çarpmıştı, bu tarz pozisyonları kaçırmayalım’ dedi. Sahaya çıktık, şansa benzer pozisyon başımıza geldi. Yani hazırlıklıydık. Doğru kararı uyguladık.

Deniz Çoban hoca ile ilgili pozisyona gelince. Onun önü kapalıydı o pozisyonda. Görmediğine kanaat getirdim ve penaltı diye uyardım. O da ’Emin misin’ diye sordu. ’Evet’ dedim, o da penaltıyı verdi. Biz hakem ’trio’ları ailecek de görüşürüz. Saha içinde konuşmadan, bakışarak da anlaşırız. Hedefim FIFA kokartı takmak. Dünya Kupası’nda bayrak kaldıran, Sürhat Müniroğlu ile Turgay Güdü benim idollerim. Güdü’nün Collina ile birlikte yönettiği maçı hiç unutamam.”

Kaynak: Gazete Vatan

0 yorum: