Vuvuzela Bize de Gelsin

Gürültü yapıyormuş, maç keyfini kaçırıyormuş hepsi hikaye. Aslında ülkemizde de öttürülse küfüre çare olur. Ağzı dolu taraftar söyler misiniz, nasıl küfreder ?

Ömründe Güney Afrika’yı görmeyenler.
Merak etmeyin ben de gidemedim.
Orası için ahkam keserler.
Açlık, yoksulluk had safhada.
Şiddet, hırsızlık almış başını gidiyor.
Herkesin tek derdi Vuvuzela denen.
Arı kovalamacasına benzeyen ses çıkartan.
Plastikten, ucuz, üflemeli bir çalgı.
Oranın yerel simgesi, eğlencesi.
Herkes burnunu sokuyor.
Kaldırılsın, çalınmasın diye.
Dünya Kupası sayesinde öğrendik.
Diğer zamanlarda da ‘çalınmasın’ diye.
Yaygara kopartın alnınızdan öpeyim.
Bizde de davul, zurna, tef çalarlar.
Yabancılar rahatsız olur mu diye.
Düşünen çıktı mı hiç, gördünüz mü ?
Aslında vuvuzela ülkemize bir an önce gelmeli.
Küfürden belki böylece kurtuluruz.
‘Delikanlılığı sadece görüntüden ibaret sanan’.
Kıllı, mıllı, maganda kılıklı.
Milletin karısına, kızına sarkıntılık eden.
Ama namusu öne sürüp cinayet işleyebilecek birine.
TV spikeri mikrofon uzatır, sorar boru hakkında.
O arkadaşın aynen yanıtı şudur;
‘Bizim taraftar delikanlıdır, o boruyu ağzına alıp üflemez’.
Zaten o boru ağızla çalınır.
Başka bir yerle değil.
Senin delikanlılığının ölçüsünü sevsinler.
Yıllardır derler, ayrım yaparlar kafalarınca.
Delikanlı adam; külahta dondurma yemez.
Delikanlı adam; parmakarası terlik giymez.
Delikanlı adam; pembe renkli giymez.
Dediler sürekli, şimdi de vuvuzela çıktı başımıza.
Her pisliği, haltı yerler, o zaman delikanlıdırlar.
Ama bunlara sıra gelince erkeklikleri tutar.
Aslında işin özü şudur;
Delikanlı adam; sözünün eridir.
Delikanlı adam; yalan söylemez.
Delikanlı adam; komşusuna yan gözle bakmaz.
Delikanlı adam; namus kavramını sadece kendine yontmaz.
Gelsin yurduma, vuvuzela her maçta da mutlaka çalınsın.
Kesin küfürü engeller.
Düşünebiliyor musunuz ?
Herkesin elinde vuvuzela olunca.
Elleri sürekli dolu olduğu için.
Sahaya sidik dolu pet şişe, ayakkabı atamayacaklar.
Ağızları da dolu olduğu için küfürden de tasarruf olacak.
Bakın o boruyu öttürenlere.
Hepsinde tatlı bir tebessüm oluyor.
Suratsız seyirci sayısı da azalır böylece.
Saha atmak isteseler, atsalar ne olacak ?
Plastik, hafif zaten sahaya ulaşmaz ki.
Yeniliklere açık olun.
Başka kültürleri de sevin.
Gelsin vuvuzela bize de.
Ne çıkar denemekten ?
En azından küfürden.
Kat be kat iyidir.

Metin AYDINOĞLU

0 yorum: